Akıncılar halkı yetkililere seslendi: Kapı açılsın, köy canlansın



featured




Rumlar, Kiracıköy’ün transit geçişe açılması için baskı yaparken, çıkmaz sokak muamelesi gören komşu köy Akıncılar’ın sakinleri köylerindeki sınır kapısının açılması için yetkililere seslendi.

“Kapı, Akıncılar’ın kurtuluşudur”… 1974 öncesinde 5 bin nüfuslu bir Türk köyü iken bugün 250-300 nüfusa gerileyen Akıncılar adeta bir çıkmaz sokak. KIBRIS’a konuşan köy sakinleri Akıncılar Sınır Kapısı’nın açılmasını talep ediyor. “Kapı açılırsa köyde çok şey değişecek. Bakkal, manav, kahvehane işleyecek, sürekli misafirlerimiz olacak.” diyen köylüler, kapının Akıncılar’ın kurtuluşu olduğuna inanıyor.

İnsan görmeye hasret kaldılar… İş imkanı bulunmayan, büyük şehirlere ulaşımda ciddi sorunlar yaşayan Akıncılar halkı, artık evlatlarını da köyde tutamıyor. Yaşlı nüfus, “insan görmeye hasret kaldık.” derken, köyde ciddi bir de iskan sorunu yaşandığından şikayet ediyor. Yıkılmaya yüz tutmuş yapılara dokunulamıyor, köy bir türlü gelişemiyor. Vatandaşlar “Kapı açılırsa, her şey değişecek.” diyerek yetkililerden yardım istiyor.

Emine Gül ÖZER

Geçmişte 5 bin nüfusla en büyük Türk köylerinden biri olan Akıncılar (Luricina), şimdilerde yok olma tehdidiyle karşı karşıya. Günümüzde Akıncılar’da yaşayan nüfus sadece 250-300 kişi civarında. Bu nüfusun çoğu da yaşlı.

1963-1974 yılları arasında 5 bin nüfusa sahip olan köyde, şimdilerde derin bir sessizlik hakim.

KIBRIS muhabirine konuşan köy halkı, köyün kaderinin yeni bir sınır kapısının açılmasıyla değişebileceğini söylüyor.

Rum yönetimi Haspolat Sınır Kapısı’na karşı Kiracıköy kapısını talep ederken, Akıncılar halkı komşuları olan Kiracıköy’ün gayet gelişmiş olduğunu ancak Akıncılar’ın yok olmaya yüz tuttuğunu söyleyerek bunun sadece Akıncılar’a açılacak bir kapıyla değişebileceğine inanıyor.

Kapının açılmasını yıllardır talep ettiklerini ve bunun için çeşitli yöntemler denediklerini aktaran köy muhtarı, şunları söyledi:

“Biz kapının açılmasını yıllardır talep ediyoruz. Eski belediye başkanı döneminde gündeme getirdik. Büyük bir sesle, eylemle harekete geçtik. Yazılı olarak talep ettik. Bir cevap alamadık. Her gelen bir söz verdi, kimse bir şey yapmadı. Şu anda gündemde bir kapı konusu var yine. Kiracıköylülerle aynı konumdayız. Onlar da mağdur, biz de mağduruz. Onlar da dolaşarak şehir merkezine gidiyor, biz de. Onların bizden tek farkı, onlar gelişmiş bir köy, biz yok olmaya mahkum bir köy olarak hayatımıza devam etmek zorundayız.”

Muhtar Eğmez, Akıncıların acil bir kapıya ihtiyacı olduğunu vurgulayarak, “Bu sorunun çözümüne ihtiyacımız var. Kapı açılmazsa mallarımız değer etmez. Hiçbir mal daha ileriye gidemez ama bir kapı açılması durumunda öncelikle malımız değer eder, bizim yaşam kalitemiz artar.” dedi.

“Kaliteli bir yaşamdayız ama yok olan bir yaşamın içinde ilerlemeye çalışan bir halk var burada.” diyen Eğmez, köyde çalışan nüfusla birlikte 300-350 insan kaldığını kaydetti.

“Köy yok olma seviyesine geldi”

Nüfusun büyük kesiminin yaşlı olduğunu ifade eden Muhtar Eğmez, evlenen gençlerin köyden kaçtığını ifade etti. Akıncılar’a kimsenin yatırım yapmak istemediğini belirten muhtar, köyün büyük bir iskan sorunu olduğuna da değindi. Eğmez köyün yok olma noktasına geldiğini şu ifadelerle özetledi:

“Köyde büyük bir iskan sorunu var. Mal satın alıp da buraya “ben yatırım yapacağım” diyen insan ciddi sıkıntılar yaşıyor. Geçmişte ataların yaptığı eski iskan hatalarının bedelini torunlar ödüyor. Yaşanmayan problemimiz yok bizim burada. En basiti eski İngiliz döneminde yapılan köprü çöküyor. 6 yıllık muhtarım, göreve geldiğim günden beri yazmadığım kimse kalmadı ‘Köprünün, yolun tamiratı’ diye. Eski belediye güçsüzdü, elinde kalan bütçeyle, başka belediyelerin yardımıyla yollarımızı tamir ederdi. Köprü yıkıldı, onaran yok. Bir festival olur onarılırdı. Hiçbir şekilde devlet muhatabı yok. Belediye elinden geldiğini yapmaya çalışıyor, şu anda köprünün yapımını o üstlendi. Yapımına da başlandı. Bizim acil bir kapıya, büyük bir nüfusa ve yok olmamaya ihtiyacımız var. ‘Şanlı Akıncılar’ diye bahsedilen köy, şu anda yok olma seviyesine geldi. Birkaç seneye nüfus olarak 100 kişiye düşeriz.”

Akıncılar sakinleri ne dedi?

Bahettin Kansel:

“Biz bölge halkı olarak kapının açılmasını istiyoruz. Kapı açılırsa köy gelişir, en azından gidip gelen insanlarla köy kalabalıklaşır ama büyüklerimiz Akıncılar Köyü’nü hiçbir zaman desteklemediler. Cumhurbaşkanımıza ‘Akıncılar neredeyse tükendi. Bu köyün kalkınması gerekir. Kapı açılırsa, kalkınır, geçinir.’ dedim. Akdoğan’dan insanlar kalkıp Akıncılar’a gelmeyeceklerdir ama en azından köyde kalan insanlar refah içinde yaşasın biraz. Geçtiğimiz gün Haspolat kapısına gittiler, buraya da gelsinler, bu halk da hatırlansın, bu halkın istekleri dikkate alınsın. Seçimden seçime hatırlamasınlar bizi. Bizim nüfusumuz azaldı, insan olan yerde hayat olur. Burada ne etkinliğimiz, ne bir istişaremiz var. Bu çıkmaz bir sokağa benziyor artık ama buradan kapı açılırsa, canlanır biraz. Rumlar “Kiracıköy açılsın, Akıncılar açılmasın’ istiyor. Kiracıköy bizi koz olarak tutuyor. Biz istiyoruz ki iki kapı da açılsın.”

Ersoy Barbaros:

“Kapının açılmasını istiyorum. Kapı iki taraflı açılsın yani hem Kiracıköy’de hem Akıncılar’da. En azından insanlar daha rahat girip çıkabilsin. Kapı açılırsa da köyde pek bir şey değişmez. İnsanlar yaşam olan yere gider, yaşam olmayan yere gitmez. Buradan kalkıp Lefkoşa’ya işe gitmez. Burada yaşamak için belli bir yaşa gelmiş olmak lazım. Eskiden en popüler olan yerdi, şimdi en kötü yer olduk. Malımızın bir kuruş değeri yok artık. Köy geri kalmadı ama çok geri bırakıldı. İnsanlar göç etmeye mecbur kaldı, imkanlar kısıtlıydı, ulaşım zordu. Köyü daha da iyileştirmenin tek yolu nüfusu artırmaktır.”

Murat Akınlı:

“Biz Luricina halkı olarak Akıncılar kapısının açılmasını istiyoruz. Kiracıköy halkı da haklıdır. Çünkü oradan bir kişi Lefkoşa’ya gitmek için 1,5 saat istiyor. Oysa bu yol açıldığında Kiracıköy halkı 10 dakikada Lefkoşa’da olacak. Onlar haklı ama biz daha haklıyız. Onlar gelişti, biz gelişemedik. Akıncılar kapısı açılırsa iyi anlamda değişimler olur yalnız burada bir kapı açılmasıyla köyün gelişmesi çok da kolay olmayacak. Bu köyün sadece bir sorunu yok. En büyük sorun iskan sorunudur.

Zamanında hükümetlerin yaptığı hatalar bu köyün mahvolmasına neden oldu. Zamanında iskan, bizim köyümüze elimizde tuttuğumuz ve kullandığımız tüm Türk mallarını eşdeğer yapın diyerek bir teklif yaptı. Elimizde kullandığımız malı, eşdeğer yaptık. Kıbrıs’ın belirli bölgelerinde Akdoğan bilhassa, orada bize malımızın karşılığı eşdeğer verildi. Çoğu insan feragatlarını imzaladı, bunu imzalayanların devlet ellerinden mallarını alamadı. Yıkamazsın, bir şey yapamazsın. Bunları çözmek için meclisin bir karar alması lazım. Çünkü geçmiş belediye başkanlarımız da, şimdiki belediye başkanlarımız da tehlike arz eden evleri yıkmak istediğinde başkanları mahkemeye verdiler. Bir arsanın 60 hissesi var. Kimse elindeki satamıyor, başkası da almaya yanaşmıyor. Bu köyün gelişmesi için meclisin bir kanun çıkartması lazım.”

Şaban Ademgil (Eski Muhtar):

“Bu köyün nüfusu 5 bin kişiydi, Güney’de kalan Türklerin yarısından fazlası bu köyde köprü vazifesi görerek Kuzey’e geldi. 5 bin nüfustan 250 kişiye düştük. 200’ü yetmiş yaş üstü, 50’si de gençler. Eğer bize bu kapıyı açmazlarsa, bu iş bitmiştir. Biz zaten öleceğiz, gençler de köyü terk edecek, Luricina bitecek. Bizim istediğimiz bir yol açılsın, yabancılar da gelsin, köylüler de yerlerine sahip çıksınlar. Bu yıkıntılar hep Türk malı, güzelim köy şimdi ne hale geldi.

Kapı açılırsa köyde çok şey değişecek. Bakkal, kahve işleyecek, sürekli misafirlerimiz olacak. Kiracıköy – Limga – Dali – Dizarköy ve Budamya köyünde 70 Türk var. Onlarla konuştuğumda kapı açılırsa, biz buraya yerleşeceğiz diyor. Biz canlılık istiyoruz. Artık çocuklarımız da görmeye gelmiyor bizi. Ayda bir defa zor geliyorlar. Köy baştan aşağıya sorunlu. İlgi yok, köye ancak seçim zamanı gelir bir merhaba derler. Biz artık sandığa da gitmeyeceğiz.”

Soner Kansel:

“Ben kapının açılmasını istiyorum. Kapı açılırsa, her şey değişecek. Bakkalımız da, manavımız da, kahvemiz de çalışacak. Velhasıl bu yıkıntıların hepsi tamir yoluna gidilecek. Kapının açılması elzemdir. Bizim köy 1974’ten evvel Kıbrıs’ın en büyük Türk köyüydü. Ortaokulu, lisesi, ilkokulu her şeyi vardı. Maalesef bugün ne okulumuz, ne bir şeyimiz kaldı. Camimiz deseniz, görseniz utanırsınız. Ne penceresi kaldı, ne minare kapısı. Kaç defa gittim, söyledim 3 defa yapacaklar dediler. Çürüdü artık, birinin başına düşecek.”

1
mutlu
Mutlu
6
alk_
Alkış
0
_zg_n
Üzgün
0
_a_rm_
Şaşırmış
Akıncılar halkı yetkililere seslendi: Kapı açılsın, köy canlansın
Yorum Yap

Yorumlar kapalı.